SPOR VE EKSERSİZ NEDİR?
Zayıflamak isteyenler; kilolarının yarısını sağlıklı beslenme ile yarısını da spor veya eksersiz sayesinde verebilirler. Eksersiz olmadan sadece beslenmelerini düzenlemek suretiyle kilo vermek isteyenler son derece zorlanırlar hem vücutlarında sarkma olur hem de bir hafta kilo verseler dahi öbür hafta kilo veremezler yani haftada bir kilo verme durur.
Onun için beslenme değişikliği (öğlenleri yüksek puan alma, akşam puan almama alışkanlığının gelişmesi kesinlikle kilo almamızı önleyecektir) ancak kilomuzu korumak değil de; haftada 1 kilo vermek istiyorsak mutlaka eksersizle vücudumuzda bulunan yağ dokusunda bulunan oksijen miktarını artırmak durumundayız.
SPOR: Yüksek miktarda kas aktivitesi gerektiren durumlara diyoruz. Daha öncesinde spor yama alışkanlığı edinen insanlar için spor çok faydalıdır. Çünkü yeterli kondisyonu vardır. Ama böyle bir kondisyonu yetersiz ve hayatta spor yapma alışkanlığı olmamış kişiler için eksersiz en uygunudur. Spor hareketlerinde kas fazla enerji gereksinimini kasta depolanan glikojen den sağlar daha önce spor alışkanlığı olmayan birinin kaslarına yeterince oksijen gitmediği için oksijensiz yıkım faaliyetleri başlar ve bunun sonucu da aşırı derecede laktik asit oluşur. Spor alışkanlığı olanların dokuları devamlı oksijen aldığı için çok fazla laktik asit oluşmaz.
Laktik asit; spordan soğumanın, spor yapmamanın ve spor alışkanlığı oluşmamasının tek nedenidir. Laktik asit kaslarda biriktiğinde kas tutulmaları ve aşırı ağrı oluşturur. Kişi yürümek bile istemez yürüdükçe kasları ağrır. Biz buna halk arsında ‘hamlama’ deriz. Laktik asit kaslarda ağrı yaparken kanla beyne ulaştığında beyinde yorgunluk ve bitkinlik duygusunu oluşturur. Kişi bulunduğu yerden dahi kalkmak istemez kendisini çok yorgun hisseder ve kasları, bacakları, sırtı ağrır. İşte yorgunluğun sebebi laktik asidin beyinde yapmış olduğu bir çeşit kimyasal reaksiyondan kaynaklanır.
Kiloları canına tak demiş insanlar, birden elbiseleri yakışmadığı veya dar gelince zayıflamaya karar verirler kendilerini spor salonlarına gidip daha eksersiz yapmadan hemen zayıflamak amacıyla spora başlarlar en fazla bir veya iki ay sürer. Yine zayıflamak amaçlı kendilerine koşu bandı alıp psikolojik olarak rahatlarlar en fazla bir ay kullandıklarında aşırı laktik asit oluşumları sonrası spordan soğumalar başlar. Vücut spor yapmamak için size mazeret ürettirir. Bugün çok yoruldun yarına ertele. Yarın olur yine ertelenir. Sonunda koşu bandı süs eşyası veya askılık olarak kullanılmaya başlanır. Bunların tek sebebi laktik asittin vücutta yaptığı aşırı yorgunluk ve ağrıların oluşturduğu nefret duygusudur. Spor dendiğinde vücudundaki ağrılar akla gelir ve şuur altı spordan iyice kişileri umutsuzluğa iter. Bundan sonuç alamayan insanlar genelde kolay zayıflama yoluna yani bölgesel zayıflamadan medet umar oda sonuçsuz kalır ve zayıflama ümitlerini yitirmemek amacıyla zayıflama konusunda medyadan ne duydularsa yapmaya durmadan yöntem değiştirler ama hepsi umutsuzdur. Giden paraları ve sağlıklarıdır.
Yine Rusya da yapılan profesyonel sporcular arasında yapılan araştırmada; çok spor yapan kişilerin sporu bırakıp, antrenör olduklarında aşırı derece göbek yaptıklarını tespit etmişlerdir. Yine bizde de profesyonel futbolcuların antrenörlük dönemlerinde veya profesyonel askerlerin teğmenlik dönemlerinde filinta gibi albay olduklarında aşırı miktarda kilo aldıklarını tespit etmişlerdir. Bunların hepsinin nedeni aşırı spor yapanlarda veya hiç yapmayanlarda oluşan laktik asittin oluşturduğu spor nefretidir. O zaman bizler laktik asiti yok etmenin yollarını bulmamız lazım ki vücudumuzda dolaşan kan dolasıyla da organlarımızı oluşturan 100 trilyon hücremiz oksijenle kolayca kendini yenileyebilsin.
Laktik asit spor dışında aşırı çalışma durumlarında da oluşabilir. genelde bizler uyuyarak veya pasif dinlenme ile vücuttan atma yolunu seçeriz. Ancak, bu işin bilincinde olan kişiler bu çeşit bir asit oluştuklarında kısa süreli eksersizle (aktif dinlenme) vücut dokularını oksijenlendirmek suretiyle (örn; yürüyüşle) laktik asiti uzaklaştırma yoluna giderler.
Ben yurt dışında eğitimde iken; çok fazla ders ve ayakta durmadan kendimi hep yorgun ve bitkin hissederdim. Bir gün dersten çıktık ve yine ben çok yorgunum dinlenip yatmak istiyorum, tam o sırada Rus arkadaşım geldi eksersiz yapmaya gidelim dedi. Bende çok yorgun olduğumu ancak hafta sonu gidebileceğimi söylediğimde; bana sordu; Sence yorgunluk neden olur dedi. Bende çok ders olduğunu aşırı ayakta kaldığımı ve bunun beni yorduğunu bunun için dinlenmem lazım dediğimde; Bana laktik asitten bahsetti bunun yorgunluk oluşturduğunu söyledi. Mesela atların kaslarında hiç laktik asit olmadığından asla yorulmadıklarını, laktik asitin ancak kanda dolaşan oksijen miktarını artırmak suretiyle azalabileceğini, bununda en kolay yolunun eksersiz olduğunu söyledi. Ama ben yine inanmadım. Ancak onunla eksersize başladığımın 3 ncü dk sında yorgunluğumun geçtiğini hatta kas ağrılarımın ortadan kalktığını fark ettim. Artık her kendimi yorgun hissettiğimde eksersize gidiyorum. Sadece ilk 3-5 dk zorluk çekiyorum (kasların ısınma dönemi) sonra kaslarım ısındığı zaman beynimde endorfin (mutluluk hormonları) artmaya başladığımda ise sizin hamur veya tatlı yerken aldığınız zevki almaya başladım (devamlı her gün eksersiz yaparsanız 21 gün sonunda bağımlı olursunuz) ve eksersiz bağımlısı oldum çıktım. Umarım sizde bundan sonra hamur ve tatlı bağımlısı değil (21 gün vücuda hamur veya şeker almadığınızda beyin unutur ve bağımlılıktan kurtulursunuz) de eksersiz bağımlısı olursunuz. Çünkü her üçünde de endorfin hormonları salınır ve kişiyi mutlu ederler. Ancak; hamur, şeker, sigara, alkol, kokain gibi maddeler, endorfin salgılatmaları sonucu bağımlılık oluştururlar. Bu tür maddelerle oluşan bağımlılık vücudu yok etmesini sağlarken eksersiz bağımlılığı vücuttaki oksijen miktarını çok arttırdığı için vücudun kendisini yenilenmesini sağlar aradaki tek fark yaşamakla ölümü seçmek kadar net bir oluşumdur.
Benim hastalarımın %98’inde spor alışkanlığı yoktur. Onun için spor dan daha çok basit ve her ortamda (evde , işte, çalışırken, TV izlerken, bilgisayar başındayken, arabada, otobüste giderken) yapılabilecek eksersizler üzerinde durmak istiyorum.
EKSERSİZ: Vücutta laktik asit oluşturmadan damarların içinde akan kanı hareketlendirerek oksijen miktarını artırmaktır. Atalarımız akan su kir tutmaz der. Neden akan su kir tutmaz tabiki oksijenlendiği için, İzmir körfezi veya haliç gibi yavaş akım olsa oksijen azalır suda ve kokuşma başlar. Vücutda öyledir kan damardan ne kadar yavaş akarsa bacaklarda oksijen azaldığı için pıhtılaşma olur. O pıhtı ani tansiyon değişiklerinde yerinden kopar ve serseri mayın benzeri dolaşır. Beyin damarlarını tıkarsa ani felçler, kalbi tıkarsa ani kalp krizleri, böbreği tıkarsa böbrek yetmezliği, Akciğerleri tıkarsa emboli sonucu ani ölümler gelişir ki bunun tek nedeni; kanımızı damar içinde yeterince akıtmayı başarmayıp haliç körfezinde bulunan su gibi durgunlaştırdığımızdan dolayı gelişen oksijenin azalmalarıdır.
Damar içinde akan kandaki oksijen azalmasının bir sebebi de yağları yakma hızının azalmasıdır. Evrende yanmanın temel malzemesi oksijendir. Yani oksijen olmadan dışardaki kuru ağaçta bulunan kuru yaprak bile yanmaz. Onun için vücudumuzda bulunan yağların yanması için mutlaka kanın ve dokuların oksijenle donatılması çok elzem bir durumdur. Oksijenlenmenin en kolay yolu kanı durağan halden hareketli hale çevirmektir. Yürümek en kolay oksijenlendirme yöntemidir. Yürüdükçe kaslara giden kan artar ve dokularımız oksijenlenmiş olur toksik maddelerden temizlenir. Bu temizlenme sonucu sizler psikolojik olarak da kendinizi çok iyi hissedersiniz. Uykularınız düzene girer ve anti depresif ilaçlara da gereksinim duymazsınız. Onun için dünyanın en iyi ilacı yürümektir. Hem her türlü fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önlemek için devamlı oturmayın. Her yere arabayla gitmeyin. Yürümek için sebep aramayın. Yürümenizde problem varsa gerektiğinde ev içinde bulunduğunuz yerde bile yürüyüş yapın. Yürüdüğünüzde vücut yeniden doğmuşçasına kendini kolayca tamir eder. Tamir sistemini yukarıda anlattığım gibi oksijen sağlar.
Oksijen havada çok az bulunur. Yaklaşık olarak % 21 kadardır. bu oksijen aktif oksijen değildir (O-2).Birde ağaçların kullandığı oksijen vardır buna biz aktif oksijen deriz (O-1). Bir de (O-3) denen oksijen vardır ki buna da biz ozon deriz.
Biz havadan aldığımız bu oksijenden çok faydalanamayız çünkü faydalanması için aktif hale geçmesi gerekir. %21 olarak soluduğumuz oksijenin sadece %4-5 kadar kısmı kana geçer diğer %16 kısmı burnumuzdan veya ağzımızdan dışarı atıldığı için faydalanamayız faydalanmak için aşırı kas faaliyeti veya dışardan aktif oksijen (O-1) alımı yapmamız lazım ki vücudumuzdaki yağlar çabukça yansın.
Bu aktif oksijen tedavisi yurt dışında oldukça yaygındır. Büyük spor solanlarında anti aging tedavi (yaşlanma önleyici tedavi) şeklinde spordan sonra veya öncesinde 20- 30 dk süreyle aktif oksijen alırlar. Günümüzde bu teknolojiyle üretilmiş buzdolapları dahi vardır. Bunlarda yiyeceklerin çürümesini, bozulmasını engel olmak maksadıyla kullanılır yani ortadan ikiye ayrılmış elma dışarda bulunduğunda aktif olmayan oksijenle temas ettiğinde kararıp çürür. Ama aktif oksijen teknolojisinde çürüme yani hücre bozulması çok yavaş olacağından haftalarca kesilmiş elma bozulmadan durabilir. Bu aktif oksijen teknolojisini kullanan tek canlı ağaçlardır. Onun için ağaçlar bin yıl kadar hücreleri bozulmadan yaşayabilmektedirler. Konuyla ilgili daha geniş bilgi metabolizmayı hızlandırma yöntemlerinin biri olan aktif oksijen tedavisinde ayrıntılı olarak anlatacağım. Şimdiki konumuz eksersizle vücudu oksijenli hale yetirme yöntemlerini öğrenip uygulamaktır.
SPOR VE EKSERSİZ FARKLARI NELERDİR?
Spor;
- Ayrı zaman gerekir çalışma ortamımızda yarım saat veya bir saat zaman bulmak her zaman mümkün olmayabilir.
- Aşırı kas faaliyetleri sonucu laktik asit oluşur. Buda ilerki günlerde spordan soğumamızı ve hareketsiz kalmamızı sağlayabilir.
- Hep aynı kas gruplarını çalıştırdığımızdan dolayı kaslarda alışma olur ve yağ yakma sistemi durur. Bunu spor başlangıçta kilo verdirirken daha sonraları aynı sporu yaptığımızdan dolayı bir gram dahi veremeyiz.
Eksersiz;
- Ayrı zaman gerekmez her ortamda eksersiz yapılabilirsiniz.
- Aşırı kas faaliyeti gerektirmediğinden laktik asit oluşmaz. Tam tersine 21 gün devamlı yapıldığında endorfin hormonları salınır buda sizin aşırı mutlu olmanızı sağlar.
- Eksersizle farklı kaslarımızı 4’er dk arayla hareket ettiğimizde vücut A-enerji forma girmez buda devamlı kilo kaybını tetikler. Örneğin yürümekle 9, plates haraketlerinde 11, yüzmede 27 kas grubu çalışır hep aynı kasları çalıştırdığımızda vücut buna alışır ve kilo kaybı artık olmaz. Vücut mutasyona uğrar ve bunu rutin hayattan sayar ve yağlarımız yerinde durur. Sizlerde ben her türlü sporu yapıyorum ama kilo veremiyorum dersiniz sebebi hep aynı kas grubunun çalışması sonucu kasların buna alışmasıdır. Bunun için evde yürüyüş hareketlerinin 4 dk aralarla değiştirilmesi gerekir. Bunu kolaylaştırmak için benim internet sayfamda ‘com.’ sayfasındaki video bölümünde kas hareketlerinin 4 dk arayla değişimi sonucu vücudu A-enerji formdan uzak tutma örnekleri verilmiştir.
Egzersizle vücudumuzu oksijenlendirme yöntemleri;
1-Kalpten çıkan ana damarımız omurganın arkasından ilerler ve bacak içlerinde ikiye ayrılır buralarda bilek şeklinde kan damarlarımız bulunur. İşte bunları hareket ettirmek suretiyle kan akış hızımızı artırabiliriz. Bu hareketleri yattığımız yerden, otururken veya yatarken kolayca yapabiliriz.
Yattığımız yerden TV izlerken veya yataktayken bacaklarımızı karnımıza çekip bırakmamız yeterlidir.
Ayaktayken veya merdiven çıkarken biraz ayaklarımızı kaldırmamız ana damarlar içindeki kan akışını dolasıyla oksijen miktarını artıracaktır. Örneğin sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkarken bir taraftan da bacaklarımızı karnımıza doğru kaldırdığımızda Bazal metabolizma hızımızı 2000 kalori yakma hızına kadar çıkarabilir. (örn; sabahları 100 tane bacak çekme hareketi güne hızlı bir metabolizmayla başlamamızı saylayabilir.) Her tuvalete girdiğimizde 10 kere bacak çekme yapsak günde 10 kere tuvalete gittiğimizi farz edersek buda 100 bacak çekme eder. Örn; Mutfakta yemek hazırlarken 50 kez bacak çekme yapsak.
Çalışırken yani masa başında otururken arada sırada bacaklarımızı 10’ar kez yapsak
Gün içine yayılmış olarak kendimizi yormadan ve laktik asit oluşturmadan toplam 300 civarında bacak çekme yapılması yeterlidir.
2- Gece uyurken yağlarımızı yakma sistemi;
Vücudun yağ depolaması gece uykuya daldıktan sonra olur. Tanrı fazla besinleri belki kulum harcar diye sağ kaburganın altında bulunan Karaciğerde ön yağ dediğimiz (Glikojen) adı altında saklar. Ancak bizler genelde evde akşamları pek hareket etmeyiz TV ile yatak arasında belki yürürüz. Hatta bazı zamanlar hiç hareketsiz olarak TV karşısında uykuya dalarız.
İşte uykuya daldığımız an Karaciğerde bulunan bu glikojen adı verilen ön yağlar vücut bunu fazlalık olarak algılar ve vücudun kileri denilen karın ve basen bölgelerine yağ olarak sadece gece uykuya daldıktan 15 dk sonra depolanır. Bunu tersine çevirmek o kadar kolaydır ki. Çünkü Karaciğerde bulunan bu ön yağ çabuk parçalanabilir (frajil) niteliktedir.
Ancak, bunu parçalamak için yatmadan sadece 5 dk önce 5 dk lık süreyle eksersiz yapmak yeterlidir. Ama uyku çok fazla eliniz kaldıracak dermanınız yok. İşte o zaman yatakta ayaklarınızı kaldırıp yattığınız yerden bisiklet hareketi yapıp yatıyorsunuz.
Böylece siz yatarken Karaciğerdeki ön yağ gerçek yağa dönüşmediği gibi depolanan yağlardan en az 50-100 gr. Yağda oksijenle yanarak yok olur.
Bunu her akşam test edebilirsiniz. Yatmadan önce tartılıp bir kenara yazın sonra yatakta sadece 5 dk bisiklet hareketi yapın en az 100 gr yağdan uykuda iken kurtulmuş olursunuz. Böylece uykuda yağ depolama sisteminizi tersine çevirmiş olursunuz.
Hepsi son derece kolay ancak bu bilgilerin yapılması için alışkanlık haline gelmesi son derece zordur. Onun için 21 gün süreyle yatak odanıza bisiklet hareketi yapılacak diye gözünüzün görebileceği yerlere yazılar asın ki unutma olayı olursa alışkanlık asla oluşmaz.
Bisiklet hareketinden sıkıldıysanız yatmadan önce ip atlayabilirsiniz veya sadece 5 dk lık yarım mekik çekebilirsiniz. Bu tamamen sizin zevkinize kalmış bir durumdur. Önemli olan yatmadan önce eksersiz alışkanlığın vücuda oturmasıdır ki zayıflama son derece etkili bir harekettir. Kaldı ki sabah yapılan eksersiz kondisyonuzu artırır kolay hasta olmazsınız. Akşam yapılan eksersizler ise direkt yağların yanmasına ve zayıflamaya yöneliktir.
3-Her 4 dk da bir kas değişim hareketleriyle vücudu şaşırtıp devamlı yağ yakmaya teşvik etme yöntemi
Bu sistemi internetten evde yürüyüş hareketleri (Wolking at Home) şeklinde bulabileceğiniz gibi ana internet adresimdeki (alikasimhacim.com) en üstte bulunan video bölümünden de bulabilirsiniz özelikle 3 mil veya üstünü öneririm. Bunun özelliği vücudun A-enerji forma girmesini önlemektir ve vücut asla mutasyona girmez. Mutasyon tüm canlılara Tanrı tarafından ortama ve çevreye uyum sağlamak amacıyla verilen bir çeşit yetenektir. Mutasyon özelliği olmasa hiçbir canlı türünü devam ettirme şansını bulamazdı ve genetik olarak aktarılır. Mutasyon özelliğinden dolayı Afrika’da bulunan insanın derisi siyah, Güneşin az olduğu yerlerde kalan insanlar daha beyazdır. Veya kutup ayısı ortama uyum sağlamak maksadıyla beyaz, orman da yaşayan ayının tüyleri boz dur. Bu tamamen ortama uyum sağlama özelliğimizden kaynaklanır. Bu özellik tüm bitkilerde de bulunmaktadır. Onun için 4-5 dk süreyle hep aynı kasları çalıştırdığımızda vücut buna alışır ve rutin hale gelir. Kişi çok spor yaptığını zanneder ama yağlarından kurtulma imkânın olmaması bu mutasyon özelliğinin başlangıcı olan A-Enerji forma girmemizdir.
Onun için aynı spor yapmak kilo vermeyi durdurur. Bana gelen hastalar hocam ben hiç oturmuyorum durmadan ev işi yapıyorum ama kilo veremiyorum derler sebebi artık ev işlerine vücudun alışmasıyla birlikte A-enerji forma girip yağ yakamamamız dan dolayıdır. Bunu kırmanın tek yolu kas hareketlerimizi 4-5 dk arayla değiştirmekle mümkündür.
4- Günde en az 15 dk mutlaka yürüyün
Yürümek için güne başlamadan önce plan yapın. Gideceğiniz yere bir durak önce inme bir durak sonra binme alışkanlığı edinin. Kendi özel arabanızı gideceğiniz yerde değil de daha uzağa park etme alışkanlığı edinin.
Apartmanların hep ikinci katından asansöre binme alışkanlığı edinin birinci katı mutlaka merdivenle çıkın ikinci katta asansöre binin kısaca nedenli ve nedensiz yürüyün yürümek dünyanın her derde deva ilacıdır. Bunu asla unutmayın. Yürüyemediğiniz zamanlarda dışarda yağmur kar varken evde veya kapalı bir ortamda hemen 5 kasınızı oksijenlendirin. Peki nasıl?
En kolay yolu hayal gücüdür. Elinizde bir atlama ipi hayal edin ve boksörlerin atladığı gibi sessizce 15 dk süreyle yürümek yerine 5 kas grubuna oksijen göndermiş olursunuz (iki kol kasına, karın kasına ve iki bacak kaslarına) bu bölgede bulunan yağlar oksijen sayesinde yanmış olurlar.
Uzm.Dr.Ali Kasım Hacım.